Değişken ve soğuk havalar başlıyor, üst solunum yolu enfeksiyonları da başlayacak. Korunma ve iyileşme ile ilgili birçok fikir var. Üst solunum yolu dediğimiz bölge tanım olarak burundan başlayan, ağız ve boğazı kaplayıp ses tellerine kadar inen bölgedir. Burada oluşan mikrobik rahatsızlıklara genel olarak üst solunum yolu enfeksiyonu diyoruz.
Solunum yollarında hastalık yapan temel olarak bildiğimiz üç tür mikrop vardır. Virüsler, bakteriler ve mantarlar. Bu mikroplarla her an karşı karşıyayız, o zaman neden bazen hastalanıyor bazen hastalanmıyoruz? Bir mikrobun hastalık oluşturması için yerleştiği kişinin savunmasını yenmesi gerekir. O halde mikrop, vücudumuz ve aralarındaki denge hastalığın oluşmasında belirleyici oluyor. Örnek verelim. Mikrop çok kuvvetli ise hangi vücuda girerse girsin hastalık oluşturabilir. Mikrop çok kuvvetli değilse kişinin savunma sistemi de iyi ise o kişi mikrop üremeden onu yok eder ve hastalık oluşmaz, mikropla karşılaştığı zaman kişinin savunma sistemi kötü ise o zaman mikrop çok kuvvetli olmasa da hastalık oluşturabilir.
Hastalıklardan korunmak için o halde iki yol var; mikroplarla karşılaşmamak ve savunma sistemimizi güçlü tutmak.
Mikroplarla karşılaşmamanın yolları: Mikroplardan tamamen uzak yaşamak mümkün değil, gerekli de değil aslında. Çok insanın bulunduğu ve havasız ortamlardan uzak durmak gerekir. Mikroplar damlacık dediğimiz yolla bulaşır, yani hapşıran bir insanın havada bıraktığı damlacıkları solumak ve/veya elimize bulaşan mikropları elimizi yıkamadığımız zaman direkt olarak ağzımıza burnumuza değdirmek mikrobun vücudumuza girmesine yol açar. Kişinin mikroplardan korunmak için sadece kendisine bağlı olarak yapabileceği en önemli şey ellerini yıkamadan bir şey yememek, ağzına, burnuna dokunmamaktır.
Savunma sistemimizi güçlü tutmanın yolları: Kısaca kendimize iyi bakmak. Uyku ve beslenme düzenine dikkat etmek. Mümkün olduğunca aşırı stresten uzak durmak. Spor yapmak ve tabii ki yaşam sevincimizi ve heyecanımızı kaybetmemek. Grip aşıları da yapılabilir, maalesef bu aşılar son derece abartılı bir biçimde anlatılıyor ve uygulanıyor. Grip aşısı sadece “influenza” dediğimiz bir tür virüs grubu için geçerlidir. O da yeni yılda özelliğini değiştirmedi ise. Yani bundan başka yüzlerce virüs ve bakteri enfeksiyon yapabilir. Grip aşısının yapılması gereken kişi sayısı son derece sınırlıdır. Herkese yapılması keyfidir. Yapılması gereken kişiler: Savunma sistemi bozuk olanlar; kanser hastaları, kortizon kullanmak zorunda olanlar v.b. Bir de üst solunum yolundan sonra zatürreye çevirirse çok zorlanacak yaşlı kişiler yaptırmalıdır. Sürekli mikropla karşılaşan sağlık çalışanları için de gerekebilir.
Kişiler hiç hastalanmazsa da normal karşılamıyoruz, çünkü o zaman bu kişiler kendilerini aşırı derecede koruyorlar demektir. Bu durum toplumdan soyutlanmaya gider. Enteresan bir durum da savunma sisteminin de egzersize ihtiyaç duyduğudur. Hiç mikropla karşılaşmazsa zamanla hantallaşabileceği gibi aslında vücuda zararlı olmayan maddelerle uğraşmaya başlayarak alerjiye de yol açabilir.
Bu kadar bilgiden sonra bir de nasıl tedavi olmalıyız kısaca anlatalım. Önce panik şeklinde ilaçlara saldırmamak gerekir, herkes vücudunun mikroba nasıl cevap verdiğini az çok bilir. Birkaç gün beklemek ve genel rahatlatıcı ilaçlar ile istirahat etmek en iyisidir. Antibiyotiğe kesinlikle hekim kontrolünde başlanmalıdır. Virüs kaynaklı hastalıklarda antibiyotik alımı virüsü öldürmediği gibi vücuttaki koruyucu bakterileri öldürerek hastalığın artmasına yol açabilir. Bakteri türünde erken antibiyotik almak da faydalı değildir, çünkü vücut mikrobu tam tanımadan antibiyotik alınınca antibiyotik bittiğinde geri kalan mikroplar tekrar üremeye başlayabilir ve ilaç bitiminde hastalık hemen yenilenebilir.
Karşılaştığımız sorular arasında “beta mikrobu” vardır. Beta mikrobu bir bakteri türünün adıdır; çocuklarda bir hafta içerisinde tedavi edilmezse, çok az orandaki çocukta yine çok az bir ihtimalle romatizmal kalp kapakçığı ve eklem hastalığı yapabilir. Çok az ihtimal olmasına rağmen sonucu önemli olduğu için dikkat ediyoruz. Grip aşısında olduğu gibi genelleme yapmak ve panik şeklinde boğaz kültürleri aldırmak doğru değildir. Zaten ateşi olmayan, boğazı ağrımayan bir çocukta boğaz kültürü aldırmak gerekli değildir.
Herkesin daha sağlıklı bir kış geçirmesi dileğiyle…