Son yılların teknolojisi olan endoskoplar, tıbbın birçok dalında popüler olmuştur. “Endoskop”, sert veya kıvrılabilen, incelikleri değişen uzun kameralar şeklinde tarif edilebilir. Bu aletler sayesinde, daha önce görülmesi hayal olan birçok bölge ve organ direkt olarak görülebilmiş ve aynı aletlerle müdahaleler yapılabilmiştir.
Endoskoplar, kulak, burun, boğaz rahatsızlıklarında, hem teşhis hem de tedavi alanlarında bir çığır açmıştır.
“Endoskopik sinüs cerrahisi”, bu aletlerle yapılan burun içi operasyonlarına verilen genel addır. Klasik operasyonların yanında, bu operasyonların avantajı, hastalığın direkt olarak görülebilmesi ve daha fonksiyonel sonuçların alınabilmesidir. Eskiden daha uğraştırıcı ve kanamalı yollarla, ağız içerisinden girilerek yapılan burun ve sinüs operasyonları, 1980 yılından sonra dünyada popüler olan endoskopik metotlarla burun içerisinden yapılabilmekte, daha iyi ve fonksiyonel sonuçlar alınmaktadır.
Kronik sinüzitlerde, vakum baş ağrılarında, burun tıkanıklıkları ve sebeplerinin bulunmasında, poliplerin ve burun tümörlerinin tedavisinde büyük yenilikler getirmiştir. Operasyon sonrası iyileşme, çok daha çabuk olmaktadır.
Tekrarlayan sinüs rahatsızlıkları, “burun polipleri, tekrarlayan iltihaplar veya sinüslerin ağızlarının tıkanması”ndan dolayı oluşur. Bu problemler, fonksiyonel endoskopik sinüs cerrahisi ile düzeltilebilir. Bu hassas operasyon, burnunuzdan normal hava akımını ve burun akıntısını sağlamak için gerçekleştirilir. Endoskopların kullanılması, hekime, burun ve sinüslerin büyütülmüş net görüntüsünü sağlar. Böylece, burnunuzdaki normal yapılar bozulmadan, sinüs hastalığının ortadan kaldırılması mümkün olur. Bu yolla, burun ve sinüsler normal görevlerine döndürülürler.
Dışarıdan görülen bir kesi olmaması ve operasyon sonrası şişlik ile rahatsızlığın çok az olmasına rağmen, önemli bir operasyon geçiriyorsunuz.
Bundan dolayı, belirli tedbirleri almanız gerekmektedir. Bu bilgiler, sizin rahat ve başarılı bir operasyon geçirmenize yardımcı olmak için hazırlanmıştır. Buradaki bilgiler ne olursa olsun, operasyon sonrası bakımınız için herhangi bir sorunuz varsa, lütfen doktorunuzu arayarak sormaktan çekinmeyiniz.
Operasyon İçin Hazırlık
Yanımızda Ne Getirelim?
Çoğu hasta, aynı gün evine döner. Hastanede kalmanızı gerektiren bir durum ihtimali düşük de olsa, yanınızda geceyi geçirecek bir şeyler getirmeniz iyi olur (diş fırçası, terlik, hırka gibi).
Şayet kontakt lens kullanıyorsanız, operasyondan sonra gözlük kullanmanız daha rahatlık sağlar.
Değerli eşyalarınızı evde bırakınız.
Özel kullandığınız ilaçlarınızı yanınızda getiriniz.
Ulaşımınızı ayarlayınız. Operasyondan 24 saat sonrasına kadar araba kullanmamanız gerektiği için, yanınızda sizi eve götürebilecek biri olmalıdır.
Aspirinden kaçınınız. Operasyondan bir hafta önce ve sonrasında aspirin ve onu ihtiva eden diğer ilaçlar kullanılmamalıdır.
Operasyon Günü
Anestezi: Anestezi, hastaların ağrı duymadan ameliyat olmasını sağlayan bir bilim dalıdır. Anesteziden korkmayınız. Anestezi, bayılmak değil kontrollü olarak bir anestezi uzmanı tarafından uyutulmak ve ameliyat bittikten sonra yine kontrollü olarak uyandırılmak demektir. Ameliyatınız süresince anestezi uzmanınız yanınızda olacak, solunum ve kalp başta olmak üzere tüm hayatî fonksiyonlarınızı takip edecek ve ameliyat bitiminde uyandırıp yatağınıza gönderecektir.
Ameliyat için gerekli testler, hastanın ve ameliyatın durumuna göre operatör doktor veya anestezi uzmanınız tarafından istenecektir. Ameliyat olacak kişi ameliyattan 6 saat öncesinden hiç bir şey yememiş ve içmemiş olmalıdır (aynı oruç gibi). 5 gün öncesinden sigara içiminin kesilmesinin ameliyat sonrası şikayetleri azaltacağını unutmayınız.
Anestezi az veya çok; ağır veya hafif değil her zaman hastaya göre ayarlanır. Hastalar genellikle ameliyathanede ellerine takılacak küçük bir iğneden verilecek ilaçlarla uyutulur (Narkoz, maske, kara balon v.s. gibi şeylerle değil).
Anesteziden çıkan hastalar ameliyattan sonra ilk saatlerde verilen ağrı kesicilerin etkisi ile uykuya eğilimli ancak sorularınıza cevap verecek, şikayetlerini söyleyebilecek halde olurlar, endişelenmeyiniz.
Operasyon sonrası: Operasyondan sonra kişi, belirlenen süre içerisinde odasında kalır. Operasyonun ve hastanın genel durumuna göre aynı gün veya sonraki günler taburcu edilir.
Burun tamponu: Operasyondan sonra burnunuzun içerisinde, evinize gitmeden önce çıkartılacak ufak bir tampon olacaktır. Üst dudağınız üzerinde, bıyık gibi, burun akıntısını emen gazlı bez olacaktır. Operasyon sonrası bu gazlı bez, ıslandıkça değiştirilebilir.
Ağrı: Operasyon sonrası biraz ağrı olabileceği için ağrı kesici kullanılacaktır. Ağrı olduğunda, önerilen ağrı kesiciyi alınız. Aspirin veya onu ihtiva eden diğer ilaçlardan kullanmayınız, kanamaya yol açabilirler.
Ailenizi Haberdar Etmek: Operasyon sırasında ailenizin yanınızda olması gerekmeyebilir. Operasyon sonrası, hekiminiz, ailenizi hemen arayıp bilgi verecektir.
Diyet: Anesteziden sonra midede hafif bir hassasiyet oluşabilir. Operasyondan sonraki ilk 24 saat içerisinde, sulu ve yumuşak gıdalar rahatlık sağlar. Hapşırmaya yol açacak baharatlı yiyeceklerden kaçınmalı, çok sıcak yemek yenmemelidir.
Operasyondan Sonra İlk Hafta
Fizik hareketlerden ve egzersizden kaçının.
Bu durum kan basıncını arttırarak, burun kanamasına yol açabilir.
Daha fazla dinlenin. Operasyonunuz kısa sürmesine rağmen, kendinizi yorgun hissedebilirsiniz.
Burun Bakımı: İlk üç gün, burnunuzu sümkürmeyiniz. Burnunuzda kan veya mukus birikirse, nazikçe içinize çekiniz ve tükürünüz.
İlk günler, burnunuzdan kanla bulaşmış akıntı olacaktır. Korkmayınız. Bu durumun bir hafta sürmesi normaldir. Fazla miktarda ve taze kan şeklinde kanama durumunda, hekiminize haber veriniz. Operasyon esnasında burunda kalan eski kan, kırmızı-kahverengi renktedir ve bir haftadan daha uzun süre burun akıntısı ile karışık olarak görülebilir.
Operasyondan dört ile altı hafta sonrasına kadar sürebilen kalın, renkli akıntı da, sık görülür. Operasyon sonrası üst dudağınızın üzerindeki gazlı bez, rahatınız içindir. Burun akıntısı olursa, onu emer. Operasyon sonrası ilk birkaç gün, ıslandıkça değiştirilir. Akıntınız azaldığında, kullanmanıza gerek kalmaz. Burun akıntınızı selpak ile nazikçe kurulayabilirsiniz.
Burnunuza bir şey sokmayınız. Burun deliğiniz içerisinde kurumuş kan varsa, ucu oksijenle ıslatılmış ince bir pamuk çubukla nazikçe çıkartabilirsiniz.
Hapşırma: Hapşırmanız gerekirse, burnunuza basınç yapmaması için ağzınızı açık tutunuz.
Burun Kuruması: Burnunuzu nemli tutmak için hekiminiz tavsiye ederse merhem kullanabilirsiniz. Hava kuru ise hava nemlendirici kullanmanız da sizi rahatlatır.
Uçak Yolculuğu: Uçakların havası kuru olur, bu yüzden burun damlası ile sık sık burnunuzu nemlendirmeniz gerekir. Uçuş sırasında yüzünüzde basınç hissederseniz, burun açıcı bir ilaç almanız fayda sağlayabilir (Sudafed, Rinogest gibi).
Dudak Kuruması: Ağızdan nefes alıp vermeniz dudaklarınızın kurumasına yol açabilir. Bu durumda, vazelin veya dudak kremleri kullanabilirsiniz.
Operasyondan Sonra Rahatsızlık: Operasyondan sonra keskin bir ağrıdan ziyade, sızı ve basınç hissi olur. Haftalar geçtikçe, artan şişlik ve sinüslerde akıntının birikmesinden dolayı rahatsızlık artabilir. “Başınızı yüksekte tutmak ve yatarken birkaç yastık kullanmak” burnunuzun daha rahat boşalmasına ve rahatlamanıza yardımcı olur.
Operasyon Sonrası İlk Kontrol
Takip için randevunuza gelmeniz önemlidir. Tam olarak randevunuzu hatırlamıyorsanız, lütfen telefon ederek öğreniniz. İlk kontrolde, endoskopik muayene yapılacaktır. Bazı hastalar, ilk kontrolden endişe ederler. Halbuki fazla bir ağrı oluşmaz. Diğer bir burun müdahalesi yapılmamış ise, çıkartılacak bir dikiş yoktur.
Operasyon Sonrası İlk Aylar
Fizik Hareket: Bir hafta sonra aerobik harekete başlanabilir. İki hafta yüzmekten kaçının, çünkü, burun içine kaçan su, iltihaba yol açabilir. Şayet parlak kırmızı renk kan görülürse, bu hareketleri birkaç gün kısıtlayınız.
Düzelme Süreci: Burun açıklığınız operasyondan sonra en iyi durumuna altı haftadan önce ulaşmaz. Bazı günler, nefes almanız iyi olur. Diğer günler, olmaz. Bu süre içerisinde burundan nefes almanız bir taraftan diğerine değişerek sürer.
Unutmayın, düzelme bir süreçtir, olay değil.