Muhtemelen son zamanlarda çok sık duyduğunuz bir kelime, “reflü”. “Reflü” tıp dilinde bir muhtevanın normal akış yönünün tersine kaçması anlamını taşır. Mesela idrar yollarında reflü olur, yani idrar normalde aşağı inecekken yukarı doğru kaçar ve idrar kanallarına, böbreğe geri döner. Moda deyimle sık rastladığımız “reflü” ise günümüzde mide muhtevasının yemek borusu ve boğaza kaçtığı durumlar için kullanılmaktadır. Esas adı “Gastroözefajeal reflü” dür. “Duodenogastroözefajeal reflü” yani oniki bağırsak muhtevasının yemek borusu ve boğaza kaçtığı bir rahatsızlık da tanımlanmıştır.
Özet olarak onikiparmak bağırsağında, midede bulunması gereken muhteva yemek borusu, boğaz, nefes borusu, geniz, buruna kaçmaktadır. Kaçtığı yere göre de şikayetler meydana getirmektedir. Boğazda yanma, batma gıcık yapar. Nefes borusuna kaçarsa ses kısıklığı, öksürük, ani nefes tıkanmaları yapar. Genize kaçarsa özellikle çocuklarda östaki borusunu etkileyerek orta kulak problemlerine yol açabilir. Burun içerisine kaçarsa sinüzit sebebi olabilir.
Reflü olan kişilerin ancak % 40’ında göğüste yanma, % 25’inde yemek borusunda değişiklik görülmektedir. Yani teşhisi biraz hastalıktan şüphe etmek ve klinik bulgularla konmaktadır. İlaçlara verilen cevap da bir teşhis yöntemidir. Asidik özellik olmadan da “pepsin” dediğimiz bir proteinin doku tahrişinde önemli rol aldığı son iddialar arasındadır.